VEHBİ YAHŞİ
Köşe Yazarı
VEHBİ YAHŞİ
 

CUMHURİYETE NASIL GEÇTİK?

Meşrutiyet halk iradesinin meclisi seçme yolu ile yönetime ortak olduğu rejimdir. Bu rejimde meclisler süreç içerisinde yetkilerini genişleterek yasama yetkisinin yanında yürütme yetkisini de ele geçirerek egemenliği eline alır. Saltanatı devlet başkanlığı makamında sembolik hale getirir. İşte meşrutiyetin bu son evresi cumhuriyet rejimine geçiş için hazır ve uygun bir ortamdır. Görüldüğü gibi bu evrede halkın egemenliğini temsil eden meclis mevcuttur.  Şu halde cumhuriyet rejimine geçiş için yapılabilecek tek değişiklik devlet başkanının veraset yolu ile getirilmesi yerine meclis tarafından seçilmesini sağlamaktır.  Meşruti rejimin bu son evresinde meclis isterse İngiltere, Belçika, Danimarka, Hollanda, Norveç, İspanya, İsveç ve Japonya gibi yetkisiz saltanat makamını temsil makamı olarak görevde bırakır, isterse de Fransa, Almanya, Avusturya, Yunanistan ve Türkiye de olduğu gibi saltanatı kaldırarak yerine seçimli ve süreli devlet başkanlığı olan cumhurbaşkanını seçer. Ülkemizde 1 Kasım 1922’ye gelindiğinde mevcut bulunan meclis, egemenliğin tamamen kendisinde olduğu meşruti rejimin son evresindeki meclisti.  Saltanat makamının ise yürütmeye ait elinde hiçbir yetkisi kalmamıştı. Sadece devlet başkanlığını temsil görevini yürütüyordu. Meclis bu tarihte saltanatı kaldırma yolunu tercih ederek cumhuriyet rejiminin önünü açtı. 29 Ekim 1923’e kadar 11 ay 28 günlük sürede devlet başkanlığı makamına bir cumhurbaşkanı atamadı. Meclis başkanı aynı zamanda devlet başkanlığını da yürüttü. Cumhurbaşkanı olmadığı için hükümeti kurmakla görevli bir başbakan da atanamadı.  Meclis Başkanı hükümetin de başkanı oldu. Hükümet ise meclis içinden seçilen üyelerle oluşturuldu. Yargı görevi de meclis tarafından yürütüldü.  Bu durum meclisi, yaygın olmayan bir yöntem olarak yasama yanında yürütme ve yargı kuvvetlerine de sahip kıldı. Yaygın olarak meclisler devlet başkanını/cumhurbaşkanını seçerler. Cumhurbaşkanın atadığı başbakan da hükümeti kurar. Başbakan meclisin güvenoyu ile yürütme yetkisini elde eder. Nitekim zikredilen ara dönem sonrasında bizde de öyle oldu.  29 Ekim 1923’de meclis devlet başkanı makamına cumhurbaşkanını seçerek cumhuriyete geçti. Aslında meclis 1 Kasım 1922’de devlet başkanlığında hanedan sistemini kaldırmak sureti ile fiilen, adı konulmamış, mutlak kuvvetler birliği modelinde cumhuriyet rejimine geçmişti. 29 Ekim 1923’de ise Atatürk’ü cumhurbaşkanı seçerek cumhuriyet rejimini tercih ettiğini ilan etti. Cumhuriyet’e geçişimizin 98. yılı kutlu olsun.
Ekleme Tarihi: 28 Ekim 2021 - Perşembe

CUMHURİYETE NASIL GEÇTİK?

Meşrutiyet halk iradesinin meclisi seçme yolu ile yönetime ortak olduğu rejimdir. Bu rejimde meclisler süreç içerisinde yetkilerini genişleterek yasama yetkisinin yanında yürütme yetkisini de ele geçirerek egemenliği eline alır. Saltanatı devlet başkanlığı makamında sembolik hale getirir. İşte meşrutiyetin bu son evresi cumhuriyet rejimine geçiş için hazır ve uygun bir ortamdır. Görüldüğü gibi bu evrede halkın egemenliğini temsil eden meclis mevcuttur.  Şu halde cumhuriyet rejimine geçiş için yapılabilecek tek değişiklik devlet başkanının veraset yolu ile getirilmesi yerine meclis tarafından seçilmesini sağlamaktır. 

Meşruti rejimin bu son evresinde meclis isterse İngiltere, Belçika, Danimarka, Hollanda, Norveç, İspanya, İsveç ve Japonya gibi yetkisiz saltanat makamını temsil makamı olarak görevde bırakır, isterse de Fransa, Almanya, Avusturya, Yunanistan ve Türkiye de olduğu gibi saltanatı kaldırarak yerine seçimli ve süreli devlet başkanlığı olan cumhurbaşkanını seçer.

Ülkemizde 1 Kasım 1922’ye gelindiğinde mevcut bulunan meclis, egemenliğin tamamen kendisinde olduğu meşruti rejimin son evresindeki meclisti.  Saltanat makamının ise yürütmeye ait elinde hiçbir yetkisi kalmamıştı. Sadece devlet başkanlığını temsil görevini yürütüyordu. Meclis bu tarihte saltanatı kaldırma yolunu tercih ederek cumhuriyet rejiminin önünü açtı.

29 Ekim 1923’e kadar 11 ay 28 günlük sürede devlet başkanlığı makamına bir cumhurbaşkanı atamadı. Meclis başkanı aynı zamanda devlet başkanlığını da yürüttü. Cumhurbaşkanı olmadığı için hükümeti kurmakla görevli bir başbakan da atanamadı.  Meclis Başkanı hükümetin de başkanı oldu. Hükümet ise meclis içinden seçilen üyelerle oluşturuldu. Yargı görevi de meclis tarafından yürütüldü.  Bu durum meclisi, yaygın olmayan bir yöntem olarak yasama yanında yürütme ve yargı kuvvetlerine de sahip kıldı. Yaygın olarak meclisler devlet başkanını/cumhurbaşkanını seçerler. Cumhurbaşkanın atadığı başbakan da hükümeti kurar. Başbakan meclisin güvenoyu ile yürütme yetkisini elde eder. Nitekim zikredilen ara dönem sonrasında bizde de öyle oldu.  29 Ekim 1923’de meclis devlet başkanı makamına cumhurbaşkanını seçerek cumhuriyete geçti.

Aslında meclis 1 Kasım 1922’de devlet başkanlığında hanedan sistemini kaldırmak sureti ile fiilen, adı konulmamış, mutlak kuvvetler birliği modelinde cumhuriyet rejimine geçmişti. 29 Ekim 1923’de ise Atatürk’ü cumhurbaşkanı seçerek cumhuriyet rejimini tercih ettiğini ilan etti.

Cumhuriyet’e geçişimizin 98. yılı kutlu olsun.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kocaelihaberi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.