VEHBİ YAHŞİ
Köşe Yazarı
VEHBİ YAHŞİ
 

İŞSİZLİK - TARIM SEKTÖRÜ İLİŞKİSİ

Bilindiği üzere işsizlik İstihdam yetersizliğinin sonucudur. Yani bir iş kolunda birim zamanda açılan istihdam alanının, o iş kolundaki nüfusa göre daha az olmasından kaynaklanmaktadır. Normal şartlar altında ve uygun politikalar yolu ile bir iş kolundaki istihdam alanlarının artışı ile o iş kolundaki nüfusun artışı arasında bir dengenin bulunması beklenir. Şartlar uygun olsa ve akılcı politikalar uygulansa bile bu denge yinede sağlanamıyorsa bunu ortaya çıkaran başka sebep /sebepler üzerinde durmak gerekir. Ülkemizde işsizliğin bir problem olarak var ola geldiğini biliyoruz. Bu da tabii olarak ülkede ki istihdam alanları ile iş gücü arasında dengesizliğin varlığını hatırlatıyor. Ancak bu demek değildir ki ülkede gerekli istihdam alanları açma politikaları güdülmüyor, bu alanda yoğun çalışmalar yapılmıyor. Aksine istihdam alanı üretme çabalarının oldukça başarılı bir şekilde yürütüldüğünü bu alanda önemli başarıların sağlandığını söylemek gerekmektedir. Buna rağmen nasıl oluyor da işsizlik problemine yeterli ve kalıcı çözüm üretilemiyor ve nüfusun istihdam alanlarına göre artışı anormal bir şekilde seyrediyor?  Bu anormalliği doğal nüfus artışına bağlamakta kolay olmamaktadır. Zira böyle olsaydı yakın geçmişte uygulanmaya çalışılan nüfus planlaması politikaları belli ölçüde de olsa problemin çözümüne katkıda bulunurdu. Şu halde bu fazlalığı ortaya çıkaracak sebep ya da sebeplere yoğunlaşmak gerekmektedir.  Buna göre işsiz nüfusun artışı doğal yolla değil doğal olmayan bir yolla gerçekleşmektedir. Bu noktada öne çıkan tek sebebin istihdam alanı açılmaya çalışılan bölgelerin göç alması olduğu söylenebilir.  Bir şeyi ortadan kaldırmak için onu meydana getiren sebebi ortadan kaldırmak şarttır. İşte işsizlikteki bu dengesiz artışı yok edebilmek içinde buna sebep olan göç yolu ile nüfus artışının engellenmesi gerekmektedir. O halde işsizliği azaltmak için istihdam alanını genişletmeye paralel olarak buraya yönelik göç hareketinin durdurulması şarttır. Bu yapılmadığı sürece yapılacak olan bütün istihdam çalışmaları yetersiz ve sonuçsuz kalacaktır. Bu nasıl başarılacaktır? Bunu başarmanın yolu da göç eden nüfusun topraklarından kopmasını engelleyecek, onları kendi bölgelerinde tutacak tedbirlerin alınmasıdır. Burada akla gelen ilk önlem göç veren bölgelerdeki istihdam alanlarını belli bir planlama dâhilinde organize etmek sureti ile canlandırmaktır. Yaşadığı çevrede ne kadar sade bir hayat yaşıyor olursa olsun geçimini temin edebilen insan yerini yurdunu kolayca terk ederek kendisi açısından bir bilinmez olan göç yolunun getireceği gurbet şartlarına razı olmaz. Buraya kadar söylediklerimizi pratiğe dönüştürecek olursak diyebiliriz ki ülkemizdeki sanayi ve hizmet alanındaki işsizliğin sebeplerinden biri de tarım ve hayvancılık alanlarının verdiği göçtür. Göçler bir yandan sanayi ve hizmet alanında işsizliğe sebep olurken diğer yandan da tarım ve hayvancılık alanlarında üretimin düşmesine yer yer sıfırlanmasına sebep olmaktadır. Kısaca göçlerin böyle çift yönlü bir negatif etkisi söz konusudur. Bu çift yönlü negatif etkiyi ortadan kaldırmak için göç alan bölgeden daha çok göç veren bölgeye, suyun başına odaklanmak gerekir. Aksi takdirde nehri kirleten kaynağı kurutmak yerine kirlenen suyu arıtmaya yahut bataklığı kurutmak yerine sineklerle uğraşmak durumuna düşülür. Göç veren tarım bölgelerini yeniden hayata, üretim faaliyetine döndürecek başlıca önlemler şöyle sıralanabilir. 1. Türkiye’de bölgelere göre en az kaç dönümlük arazide susuz yahut sulu tarım ya da seracılık üzerine tarım işletmesi kurulabileceği tespit edilir. Tespit edilen miktara ulaşmayan farklı mülkiyetlerdeki parçalı arazilerin ise birleştirilmesi yoluna gidilir ve tarım işletmesi yapılabilecek genişlikte olan yahut bu niteliğe kavuşturulan arazilere tarım işletmesi ruhsatı verilir. Böylece araziler üretime dönük olarak kayıt altına alınmış olur. 2. Tarım işletmecisi ruhsatı alan işletmecilere devlet elektrik, araç, gereç, yakıt, gübre, ilaçlama, sulama vb. konularda destek sağlar. Bu uygulamaya iştirak etmeyenler devlet desteğinden yararlanamazlar. 3.Bu işletme alanlarının planlanması ve yapılacak tarım çeşidinin belirlenmesi, devlet desteğinin hak sahiplerine ulaştırılması belirlenecek noktalarda açılacak olan ‘’Tarım işletmeleri organize merkezleri’’  tarafından yapılır. 4.Belirlenecek yerlerde üretilen ürünlere göre depolama hizmetine yönelik olarak soğuk hava depoları, silo vb işletmeler tesis edilir. Taban fiyatı politikası sistemin bir parçası olarak uygulanır. Et üretimi hayvancılığı alanında ise, 1.Hayvancılık işletmesi açabilmenin kriterleri belirlenir ve üretim planlaması dâhilin de hayvancılık için gerekli kriterleri oluşturanlara hayvancılık işletmecisi ruhsatı verilir. 2.Üretim planlaması dikkate alınarak şartlarını taşıyan üreticiye canlı hayvan alım garantisi verilir ve üretim planlaması dâhilin de belirlenecek yerlere canlı hayvan alım, kesim ve dağıtım merkezleri kurulur.    3.Hayvancılık işletmelerine veterinerlik, yem, damızlık hayvan konularında destek sağlayacak ‘’hayvancılık işletmeleri organize merkezleri’’ tarafından yapılır.
Ekleme Tarihi: 22 Eylül 2021 - Çarşamba

İŞSİZLİK - TARIM SEKTÖRÜ İLİŞKİSİ

Bilindiği üzere işsizlik İstihdam yetersizliğinin sonucudur. Yani bir iş kolunda birim zamanda açılan istihdam alanının, o iş kolundaki nüfusa göre daha az olmasından kaynaklanmaktadır. Normal şartlar altında ve uygun politikalar yolu ile bir iş kolundaki istihdam alanlarının artışı ile o iş kolundaki nüfusun artışı arasında bir dengenin bulunması beklenir. Şartlar uygun olsa ve akılcı politikalar uygulansa bile bu denge yinede sağlanamıyorsa bunu ortaya çıkaran başka sebep /sebepler üzerinde durmak gerekir.

Ülkemizde işsizliğin bir problem olarak var ola geldiğini biliyoruz. Bu da tabii olarak ülkede ki istihdam alanları ile iş gücü arasında dengesizliğin varlığını hatırlatıyor. Ancak bu demek değildir ki ülkede gerekli istihdam alanları açma politikaları güdülmüyor, bu alanda yoğun çalışmalar yapılmıyor. Aksine istihdam alanı üretme çabalarının oldukça başarılı bir şekilde yürütüldüğünü bu alanda önemli başarıların sağlandığını söylemek gerekmektedir. Buna rağmen nasıl oluyor da işsizlik problemine yeterli ve kalıcı çözüm üretilemiyor ve nüfusun istihdam alanlarına göre artışı anormal bir şekilde seyrediyor?  Bu anormalliği doğal nüfus artışına bağlamakta kolay olmamaktadır. Zira böyle olsaydı yakın geçmişte uygulanmaya çalışılan nüfus planlaması politikaları belli ölçüde de olsa problemin çözümüne katkıda bulunurdu. Şu halde bu fazlalığı ortaya çıkaracak sebep ya da sebeplere yoğunlaşmak gerekmektedir. 

Buna göre işsiz nüfusun artışı doğal yolla değil doğal olmayan bir yolla gerçekleşmektedir. Bu noktada öne çıkan tek sebebin istihdam alanı açılmaya çalışılan bölgelerin göç alması olduğu söylenebilir.  Bir şeyi ortadan kaldırmak için onu meydana getiren sebebi ortadan kaldırmak şarttır. İşte işsizlikteki bu dengesiz artışı yok edebilmek içinde buna sebep olan göç yolu ile nüfus artışının engellenmesi gerekmektedir. O halde işsizliği azaltmak için istihdam alanını genişletmeye paralel olarak buraya yönelik göç hareketinin durdurulması şarttır. Bu yapılmadığı sürece yapılacak olan bütün istihdam çalışmaları yetersiz ve sonuçsuz kalacaktır.

Bu nasıl başarılacaktır?

Bunu başarmanın yolu da göç eden nüfusun topraklarından kopmasını engelleyecek, onları kendi bölgelerinde tutacak tedbirlerin alınmasıdır. Burada akla gelen ilk önlem göç veren bölgelerdeki istihdam alanlarını belli bir planlama dâhilinde organize etmek sureti ile canlandırmaktır. Yaşadığı çevrede ne kadar sade bir hayat yaşıyor olursa olsun geçimini temin edebilen insan yerini yurdunu kolayca terk ederek kendisi açısından bir bilinmez olan göç yolunun getireceği gurbet şartlarına razı olmaz.

Buraya kadar söylediklerimizi pratiğe dönüştürecek olursak diyebiliriz ki ülkemizdeki sanayi ve hizmet alanındaki işsizliğin sebeplerinden biri de tarım ve hayvancılık alanlarının verdiği göçtür. Göçler bir yandan sanayi ve hizmet alanında işsizliğe sebep olurken diğer yandan da tarım ve hayvancılık alanlarında üretimin düşmesine yer yer sıfırlanmasına sebep olmaktadır. Kısaca göçlerin böyle çift yönlü bir negatif etkisi söz konusudur.

Bu çift yönlü negatif etkiyi ortadan kaldırmak için göç alan bölgeden daha çok göç veren bölgeye, suyun başına odaklanmak gerekir. Aksi takdirde nehri kirleten kaynağı kurutmak yerine kirlenen suyu arıtmaya yahut bataklığı kurutmak yerine sineklerle uğraşmak durumuna düşülür.

Göç veren tarım bölgelerini yeniden hayata, üretim faaliyetine döndürecek başlıca önlemler şöyle sıralanabilir.

1. Türkiye’de bölgelere göre en az kaç dönümlük arazide susuz yahut sulu tarım ya da seracılık üzerine tarım işletmesi kurulabileceği tespit edilir. Tespit edilen miktara ulaşmayan farklı mülkiyetlerdeki parçalı arazilerin ise birleştirilmesi yoluna gidilir ve tarım işletmesi yapılabilecek genişlikte olan yahut bu niteliğe kavuşturulan arazilere tarım işletmesi ruhsatı verilir. Böylece araziler üretime dönük olarak kayıt altına alınmış olur.

2. Tarım işletmecisi ruhsatı alan işletmecilere devlet elektrik, araç, gereç, yakıt, gübre, ilaçlama, sulama vb. konularda destek sağlar. Bu uygulamaya iştirak etmeyenler devlet desteğinden yararlanamazlar.

3.Bu işletme alanlarının planlanması ve yapılacak tarım çeşidinin belirlenmesi, devlet desteğinin hak sahiplerine ulaştırılması belirlenecek noktalarda açılacak olan ‘’Tarım işletmeleri organize merkezleri’’  tarafından yapılır.

4.Belirlenecek yerlerde üretilen ürünlere göre depolama hizmetine yönelik olarak soğuk hava depoları, silo vb işletmeler tesis edilir. Taban fiyatı politikası sistemin bir parçası olarak uygulanır.

Et üretimi hayvancılığı alanında ise,

1.Hayvancılık işletmesi açabilmenin kriterleri belirlenir ve üretim planlaması dâhilin de hayvancılık için gerekli kriterleri oluşturanlara hayvancılık işletmecisi ruhsatı verilir.

2.Üretim planlaması dikkate alınarak şartlarını taşıyan üreticiye canlı hayvan alım garantisi verilir ve üretim planlaması dâhilin de belirlenecek yerlere canlı hayvan alım, kesim ve dağıtım merkezleri kurulur.   

3.Hayvancılık işletmelerine veterinerlik, yem, damızlık hayvan konularında destek sağlayacak ‘’hayvancılık işletmeleri organize merkezleri’’ tarafından yapılır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kocaelihaberi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.