Türk siyasetinde artık tıpkı ABD'de de olduğu gibi partilerin değil kişilerin adının yarışacağı bir döneme girilmiştir.. Yani seçmen artık tercihini sağ, sol veya muhafazakar çizgide dizili partilerin ismine göre değil adayın ismine göre tercihe yönelecektir..
Bunun en somut örneği 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde İstanbul'da Ekrem İmamoğlu ve Ankara'da ise Mansur Yavaş isimlerinin partilerinin isminin önüne geçmiş olması ve geçmiş dönem seçimlerinde partilerinin almış oldukları oy oranının çok çok üstünde oy almış olmalarıdır..
Bunun da yanisi şudur;
2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ak Parti ile CHP ve diğerleri yarışmayacak, Recep Tayyip Erdoğan ile diğerleri yarışacaktır..
Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısında seçim kazanma şansı olan isimler ise ne Kılıçdaroğlu, ne Akşener, ne Babacan ne de Davutoğlu'dur..
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde, İstanbul'da Ekrem İmamoğlu ve Ankara'da Mansur Yavaş'ın 25 yıllık Milli Görüş belediyeciliğini yenmiş olmaları ve sonraki süreçlerdeki performansları bİzlere açık açık göstermiştir ki;
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı sandıkta göndermek niyetinde olan seçmenlerin kafalarında ve gönüllerindeki isim Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'tır..
Çünkü ikisi de Ak Partinin kalelerinde seçim kazanma başarsını sergilediler..
İşte bunun içindir ki; tüm anketlerde, Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısındaki en güçlü aday olarak bu iki isim de eşit oranda çıkıyor..
Ak Partili gazeteci yazar ve siyasetçiler boşuna mı Kılıçdaoğlu'na gaz vererek tahrik etmeye çalışıyorlar "illa da Cumhurbaşkanı adayı sen ol" diye..
Sonuç;
Yok Gelecekmiş yok Deva olacak mış muşlarla boşa çaba harcamayın..
Geçeceksiniz bunları, hepsini geçeceksiniz..
Onlar sadece ittifaklara dahil olup bir kaç milletvekilliği kapabilirler..
Türkiye'nin geleceğinde Erdoğan, İmamoğlu ve Yavaş isimleri var..
Ak Partinin geleceğinde de Hulisi Akar veya siyasete girmeyi tercih ederse MİT Başkanı Hakan Fidan var gibi gözüküyor..