Başkalarını ve diğer gazetecileri bilemem ama bana göre en zor şeylerden birisidir yaptığın habere manşet veya yazdığın köşe yazısına başlık olarak ''ALKIŞI HAKETTİ'' ya da ''TEŞEKKÜRLER BAŞKAN'' ifadelerini atmak..
Zor şeydir çünkü risk vardır..
Yani attığın manşetin altında ezilmek riski vardır..
Başkan "iyi" çıkarsa yani o manşetteki övgüyü hakeden faydalı bir işe imza atmışsa ne ala..
Yoksa o manşeti atanın hali mualla..
Şimdi..
Şimdi sen gerek sosyal medya sayfandan ve gerekse de manşetlerinde her önüne gelene ya da senin işine gelene habire "alkışlar-teşekkürler" diye övgüler yağdırıp, manşetler atarsan bir müddet sonra adın "teşekkürcü" ve en sonunda da "alkışcı yalaka"ya çıkar..
İşte tüm bunlardan dolayıdır ki;
Bir gazeteci ya da siyasetçi ve hatta STK dernekçisi bu "teşekkür" ve "alkış" sözlerini, kendi iyilikleri ve ikballeri açısından biraz idareli kullanmalılar..
Haaaaa..
Ben demiyorum ki "hiç kullanmasınlar" diye..
Kullanabililer tabi ki..
Lakin kullandıkları yerde, o başlığın altını iyi doldurmalılar..
Yani ''ALKIŞI HAKETTİ'' ya da ''TEŞEKKÜRLER BAŞKAN'' manşetinin altındaki haberi okuyanlar, "Yahu gerçekten de Başkan iyi bir iş yapmış, ben de alkışlıyorum ve teşekkür ediyorum" diye mırıldanabilmeliler..
Haaaaa unutmadan bir de ellerinin altındaki maddi ve manevi imkanları, kendisi için atılan ''ALKIŞI HAKETTİ'' ya da ''TEŞEKKÜRLER BAŞKAN'' manşetlerine göre taksimatlandıran Başkanlar var ki; onların durumu da ayrı bir vaka...
Hadi bana bugünlük eyvallah...