Millet olarak her sözün sonuna illa ki bir cinaslı argo uydurmak genlerimizde olduğu için “işler nasıl” diye sorulduğunda “işler kötü” demeyiz genelde. Çünkü biliriz ki “işler kötü” dediğimiz anda, karşımızda ki kişi anında bize yapıştıracak cevap olarak o argo sözü.. Onun için “işler kesat” ya da “vaziyet fena” demeyi yeğleriz genelde.. Lakin durum çok kritik yani işler gerçekten bozuk ve yolunda gitmediğinden olsa gerek, vatandaş artık kimsenin sormasına gerek kalmadan sokakta kendi kendine “işler kötü” diye söylenerek gezer oldu.. İşte bundan dolayıdır ki; yolda yürürken, yanınızdan geçerken kendi kendine mırıldanan birilerini görürseniz sakın “deli” ya da “kafayı yemiş biri” falan sanmayın.. O mırıldanmalar delilikten değil, işlerin kötülüğündendir.. İşler niye mi kötü? Esnaflar bir buçuk yıldan beri neredeyse hep siftahsız dükkan kapatıyorlar da ondan kötü.. Vatandaşın mutfağında yangın var da ondan kötü.. Elektrik, su ve doğalgaz faturaları can yakıyordu ki dün doğalgaza yüzde 15 zam yine geldi.. 1 Ekmek 2 lira 1 yumurta 1 lira 1 litre süt 7 lira 1 kg peynir 60 lira 1 kg zeytin 50 lira 1 kg tereyağı 70 lira 1 kg kıyma 70 lira 1 kg salata 9 lira 1 kg üzüm 11 lira 1 kg domates 7 lira Ve bu liste böyle metreler boyu uzayıp gidiyor.. Liste fiyatları ile birlikte öyle bir uzuyor ki; yakalayabilen vatandaşa aşk olsun.. Reisin “çok çocuk yapmakta bereket vardır, en az üç tane yapın” tavsiyesine uyan yandı.. Çünkü nüfus arttıkça liste senden bir tık daha uzaklaşıyor.. Marketlerde hırsızlık yolu ile en çok çalınan ürünler listesinin başında çocuk bezi ve çocuk maması yer alması da işte bundandır.. Vaziyet fena yani.. İşler kötü.. İşler kötü olunca da yani mutfakta tencere kaynamamaya başlayınca, durumu ne Diyanet İşleri Başkanının, devlet protokol listesinde 52. sıradan 12. sıraya yükseltilerek Genelkurmay Başkanının önüne geçtirilmesi kurtarır, ne de muhafazakar tandanslı diğer argümanlar.. Benden uyarması; Milletin mutfaktaki dolabının boş kalması demek, iktidar partisinin altının boşalması demektir.. Mutfaktaki tencerenin kaynamaması demek, iktidarın altındaki zeminin kayması demektir.. Bu yazının sonuç paragrafına uyup uymayacağını bilmem ama rahmetli büyüklerimiz “oğul aç ayı oynamaz” derlerdi hep. Hani vardı ya bir de Memmet Emmi türküsü; Bir çift öküz yeter mi ahha Memmet Emmi Böyle baca tüter mi dehha Memmet Emmi Çoluk çocuk uyumaz ahha Memmet Emmi Aç insanlar yatar mı dehha Memmet Emmi Bu tarla susuz tarla ahha Memmet Emmi Daha zorla ha zorla dehha Memmet Emmi İlçeye yolculuk var ahha Memmet Emmi Yap tütünü sigara dehha Memmet Emmi On çocuk arpa yiyor ahha Memmet Emmi Beyler buna ne diyor dehha Memmet Emmi Sen sıcakta yanarken ahha Memmet Emmi Gölgede ki bilmiyor dehha Memmet Emmi