Para karşılığında kendisine hedef gösterilen kişiyi silah, bıçak, sopa veya yumrukla etkisiz hale getiren kişiye, mafya aleminde “tetikçi” derler. Tetikçi yani kullanılan kişi..
Bu türden kullanılan kişilere “tetikçi” denilmesi o kadar çok tuttu ki, sadece mafya aleminde değil, yaşamın diğer alanlarında da, kullanılabilmeye müsait olanlara da “tetikçi” denilmeye başlandı..
Mesela bizim basın camiasında da, para veya başka herhangi bir rant karşılığında kullanılabilen sözüm ona gazetecilere de “tetikçi” denilmeye başlandı. Haksız da sayılmayacak bir durum bu..
Şöyle ki;
Kimler tetikçiye ihtiyaç duyar?
Karşısındaki kişiyi etkisiz hale getirmek isteyenler..
Şimdi her türlü bir maddiyat karşılığında, silah, bıçak, sopa ve yumrukla hedef gösterilen kişiyi etkisiz hale getirmek ile kalem yani haber veya köşe yazısı ile etkisiz hale getirmek arasında ne fark var?
Hiçbir fark yok. Sonuçta ikisi de aynı kapıya çıkıyor. Yani hedefteki kişi etkisizleştiriliyor..
Peki o zaman bu iş, mafya aleminde yapıldığı zaman “tetikçilik” oluyor da, bizim basın camiasında yapıldığı zaman niye “tetikçilik” olmasın?
Bal gibi tetikçilik işte..
Alıyorsun parayı sonrasında sana hedef gösterilenin, haysiyetine, kişiliğine, arına ve namusuna, belden aşağı yukarı demeden, vicdansız bir şekilde kaleminle saldırıyorsun..
Sonra da kamuoyuna dönüp “ben gazetecilik yaptım” tafrası atıyorsun..
Hadi oradan pis tetikçi..
Ahlaksız, namussuz, şerefsiz..
Herkesi kendin gibi aptal mı sanıyorsun?
Yahu düşünce, ideoloji veya hayata bakış açısı farklılığından dolayı bir kişiyi, gurubu, partiyi veya zümreyi eleştirebilirsin..
Eyvallah bu senin hakkın.
Lakin para karşılığında sana hedef gösterilen kişileri, itibarsızlaştırarak etkisiz hale getirmeye çalışmak ise hiçbir kimsenin hakkı değildir..
Aslında böyle yaparak yani kalemini para ile satmak yolu ile hedef gösterilen kişileri itibarsızlaştırmaya çalıştığınızda, asıl itibarsız duruma düşenin kendiniz olduğunun hiç mi farkında değilsiniz?
Yahu bir kişiyi sevdiğinizden, fikrini beğendiğinizden ve hatta maddi beklentilerinizden dolayı övebilirsiniz, ön plana çıkarabilirsiniz bu da sizin hakkınız..
Buna da eyvallah çünkü en azından kimseye zarar vermiyorsunuz ve sonuçta sizin “iyi” diye göstermeye çalıştığınızın, aslında iyi mi yoksa kötü mü olduğuna kamuoyu karar veriyor.
Lakin tetikçilik yaparak etkisiz hale getirip adeta gömmeye çalıştığınız kişinin, ailesi ile birlikte hayatını ve geleceğini karartıyorsunuz..
Niye?
Beş on veya elli yüz bin lira kapayım diye..
Vallahi camia içinde kabak gibi sırıtıyorsunuz pis tetikçiler..
Bir sözüm de, tetikçi kullanarak çok akıllıca bir iş yaptıklarını sanan o zat-ı muhteremlere;
Tetikçilerin rakiplerinize attığı taş, aslında dönüp sizi de vuruyor farkında değilsiniz..
Ve dikkat edinde, parayı verenin kullanabildiği o tetikçileriniz, daha çok para vereni bulduğu zaman, tetiği size doğru yöneltmesin..
Yani tetikçi kullanmak, iki tarafı da sivri ve keskin bir bıçağı avuçlamak gibidir..
Yani parayı veren düdüğü çalar..
Yani tetikçi para için sizi de satar..
Aman ya bana ne, ne haliniz varsa görün işte..
Sadece midemi bulandırıyorsunuz hepsi o kadar..
Son söz, Atasözü;
Kılavuzu karga olanın burnu boktan çıkmaz..
Şeytanla iş tutanın başı beladan kurtulmaz..