14 Mayıs 2023 genel seçimleri sonrasında özellikle muhalefet kanadında ki partiler içinde  ve partiler arasında yaşanan parti içi kavgalar, değişim talepleri ve karşılıklı suçlamalara varan siyasi gelişmeler bize açık açık gösteriyor ki; Türk siyasetinde büyük bir boşluk var.. Merkez sağda da boşluk var, solda da boşluk var.. Türk siyasetinde ki bu boşluk, her ne kadar 22 yıldan beri iktidar olan Ak Parti açısından bir “hoşluk” olarak görülse dahi, Türk siyasetinin ve bu ülkenin geleceği açısından pek de iç açıcı bir hoşluk değil.. Her iktidar, ülke yönetiminde kendilerini sıkıntıya sokmayacak ve iktidarlarını sallamayacak olan uysal ve pürüzsüz bir muhalefet ister. Böyle bir muhalefetin varlığı ise o iktidarları bir dönem sonra totaliter eğilimlere sürükler.. İşte bundan dolayıdır ki; Ülkelerin demokratik geleceklerinin teminatları, o ülkelerde ki güçlü ve dirayetli muhalefet partileridir.. Türkiye’de var mı böylesine güçlü ve dirayetli muhalefet partileri? Olmadığını 14 Mayıs 2023 genel seçimlerinde de gördük, sonrasında yaşanan ve kaosa varan siyasi gelişmelerde de gördük.. Atatürkçüler ve Solcular, CHP’den umudunu kesiyor.. Merkez sağcılar, ülkücü öze dönen İYİ Parti'den kopuyor.. Milli Görüşçü muhaliflerin ise yeni adres arayışları devam ediyor.. Peki bu umutsuzluk kalıcı hale dönüşürse sonuçları ne olacak? Peki bu kopuşlar, kalıcı bir siyasi kopuşlara dönüşürse sonuçları ne olacak? Peki aranan yeni adres bulunamazsa sonuçları ne olacak? Dahası bu umutsuzluk, bu kopuşluk ve bu adressizlik ile Türk siyaset nereye varacak? Nereye varacağı belli; İnsanlar umutlarını kestikleri siyasetten iyice koparak sandığa gitmeyecek.. Sonra? Sonrası belli tek parti ve tek adam rejimlerinin, babadan oğula  ve hatta toruna devriyle en az yarım asır sürecek totaliterizm ile yönetilen bir Türkiye.. Niye? Kılıçdaroğlu, Akşener ve diğer sözüm ona muhalif liderler,  genel başkanlık koltuklarından hiç kalkmasınlar diye..