Son 37 yılın en büyük kar yağışı Türkiye genelini ve özellikle de İstanbul’u fena vurdu..
Kar bir taraftan genel ve yerel yönetimlerin olası bir doğal felakete karşı ne derecede hazırlıklı olup olmadıklarını test ederken, diğer taraftan insanlığımızı da fena halde test etti..
Kimileri Ak Parti belediyeli Anteplilerin karda yolda kalmalarına sevindi
Kimileri CHP belediyeli İstanbulluların donmalarını bayram ilan etti
Demek ki; ülke olarak biz artık "Acıda tasada sevinçte birlik" ilkemizi de kaybetmişiz!..
Ne uğruna!?
Yerelde ve genelde iktidarda olan bir avuç insanın izzet ve ikbali uğruna..
Hani iyi ve kötü günde birdik?
Hani iri olacaktık?
Hani diri olacaktık?
Hani hep birlikte Türkiye olacaktık?
Peygamberimiz (s.a.v) “Yanı başındaki komşusu açken, tok olarak geceleyen kişi mü'min değildir.” diye buyurmuştur:
Bizim komşularımız karda kışta yollarda hem aç kaldı hem de dondu. İnsanlar kapalı yollarda yakıtları tükenen arabalarının içinde tir tir titrerken, birilerinin "ohhhhh olduuuu" şeklindeki sevinç nidaları ise sosyal medyayı titretti..
Kimileri ülkenin dağalgaz depolarının boşalmış olmasının, hükümetin başarısızlık hanesine yazılacağı için seviniyor, kimileri de İstanbul'da yollara dökülecek tuzun kalmamış olmasının, İmamoğlu'na seçim kaybettireceğini umuyor..
Kimse düşünmüyor ki; boşalan gaz depoları da bizim, tuz ambarları da..
Gece boyunca koca koca insanların sosyal medyadan karşılıklı iğrenç atışmalarını izledim..
Ve sabaha kadar "yazıklar olsun" diye diye hayıflandım..
Evet hepinize kocaman bir yazıklar olsun..
Karda yollarda kalıp soğuktan titreyenler, eminim ki “Allah başkasının başına getirmesin” diyerek kendilerine dönmüştürler..
Keşke bizler de titreyip, hep birlikte kendimize dönebilsek..
Bu umutla son bir hatırlatma;
99 Marmara Depremi parti ayrımı yapmadan on binlerce insamızın canını aldı..
Gölcükte yıkıntı altında kalan binlerce insanımızın cesedini, parti ayrımı yapmaksızın birlikte arayıp çıkardık ve tabutlarını birlikte omuzladık..