2001'de Türkiye'de yaşanan ekonomik kriz sonrası dönemin koalisyon hükümetine karşı halkın büyük çoğunluğu adeta isyan bayrağını çekmişti. O zamanlar daha çiçeği burnunda bir parti olan AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan, seçim kampanyasında görev başındaki hükümeti adeta yerden yere vurmuştu. Tepki oylarını büyük ölçüde konsolide eden AK Parti, üç önemli partinin baraj altında kalması yüzünden tek başına iktidar olmuştu
Şimdi o seçimden 21 yıl sonra, zamanında yerden yere vurulan ANAP ve DSP Cumhur İttifakı'na katıldı. MHP zaten Cumhur İttifakı'nın kurucu partilerinden ve DYP'nin simgeleşmiş lideri Tansu Çiller'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'a desteği biliniyor.
Şimdi akıllara takılan soru şudur;
21 sene önce en ağır sözlerle eleştirdiği ve hatta yaptığı kampanyalarda halkın büyük çoğunluğuna koalisyon hükümetlerinin kötü olduğunu bu partilerin koalisyonu göstererek örnek veren AK Parti, neden ANAP ve DSP'yi Cumhur İttifakı'na kattı?
Kabul etmeliyiz ki bu partilerin aldıkları oy bakımından seçime önemli bir düzeyde etki etmesi beklenmiyor. Amaç bu partileri tabela olarak kullanmak ise, bu partilerin Türk halkında iyi bir biçimde hatırlandığı şüpheli.
Yeniden Refah Partisi ve HÜDA-PAR'ın potansiyel katılımının Cumhur İttifakı'na güç katacağını düşünüyorum. Ama ANAP ve DSP'in yarar mı yoksa zarar mı getireceği konusunda emin değilim.
14 Mayıs 2023 seçimlerine giderken, Ak Parti tarafından yaşatılan bu '2001 nostalji rüzgarı'nın seçimde etkisi ne olacak hep bareber göreceğiz
Bu arada bir dip not ekleyim;
AHaber'in ANAP ve DSP'nin Cumhur İttifakı'na katılmasını duyurduğu haberinde Bülent Ecevit'i 'Solun Efsanevi Lideri' olarak tanımlatması da ayrıca beni şahsen gülümsetti. 40 yıl düşünsem, AHaber tarzında bir yayın organının, Bülent Ecevit'i bu şekilde yani 'solculuk' üstünden böyle öveceği aklıma gelmezdi.
Siyaset sen nelere kadirsin?