HÜSEYİN BAŞ HERKESE VERDİ VERİŞTİRDİ
HÜSEYİN BAŞ HERKESE VERDİ VERİŞTİRDİ
KOCAELİ HABERİ
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, kişisel Youtube kanalından gündemi değerlendiren açıklamalar yaptı.
İktidarın yeni anayasa çalışmalarını değerlendiren Hüseyin Baş, “177 maddelik bir anayasamız var, bunun 134 maddesi zaten değişti. Mevcut hükümet birkaç kere anayasayı değiştirdi. 2010 yılındaki referandumla ve 2017 yılındaki referandumla anayasayı iki kere değiştiler. Ne istiyordun o gün yapamadın da bugün yapmaya çalışıyorsun, ne yapacaksın, hangi maddeyi değişeceksin? Biz şunu da biliyoruz; değişen anayasa içerikleri her zaman Erdoğan yasalarına dönüştü. Dolayısıyla hep Erdoğan’ın elini rahatlatacak değişiklikler yapıldı” dedi.
“Anayasaya göre aday olmaması gereken kişi bugün ülkeyi yönetiyor”
Mevcut anayasada Türkiye’nin ihtiyacı olan her şeyin yer aldığını ifade eden BTP lideri Baş, “Bugün Türkiye'deki sorun anayasanın yetersizliği değil anayasa maddelerinin uygulanmamasıdır. Bunu en son 14 Mayıs seçimlerinde tecrübe ettik. Anayasaya göre aday olmaması gereken bir kişi anayasayı çiğneyip aday oldu ve bugün ülkeyi yönetiyor. Dolayısıyla ne yazabilirsiniz yeni anayasaya? Yazacağınız her şey yazılı zaten ama bu uygulamada bir problem yaşandığı için Türkiye'deki asıl eksiklik bu” dedi.
Özgür Özel’e TTB Başkanı Fincancı tepkisi
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in 1 Mayıs’ta Türk Tabibler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı ile birlikte görüntülenmesini de eleştiren Hüseyin Baş, “Şebnem Korur Fincancı isimli hanımefendi ile fotoğraf verilmiyor aslında sahip çıkılıyor yani o fikre, o düşünceye, o söyleme muhalefet sahip çıkıyor. Ne bu söylem; ‘TSK Kimyasal silah kullandı’ iftirası söylemi. Şimdi o fotoğrafı vermek bu iftiraya sahip çıkmaktır. Yine ajansa düştü Ermeni soykırım iddiasını sahiplenen bir söylem yani kadın bildiğin Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ana unsurlarının tamamına karşı, Türk milletinin birliğine beraberliğine tamamen karşı ve Türk milletini tarihi olarak zan altında bırakan, suçlayıcı ithamlarda bulunan bazı olayların sahiplenicisi. Siz bu insanla oturuyorsunuz poz veriyorsunuz yani ‘ben bu görüşlere, bu düşüncelere saygı duyuyorum ve sahip çıkıyorum’ anlamına gelen bir poz olmuş oluyor. Buradaki üzücü olan şey şu; topluma söylüyorum, kurtarıcı sandıklarınız felaketiniz olabilir” dedi.
“Bir 20 yılı Erdoğan'la kaybettik bir 20 yıl da başka Erdoğanlarla kaybetmemiz doğru değil”
Bir 20 yılı Erdoğan'la kaybettik çok açık söylüyoruz, bir 20 yıl da başka Erdoğanlarla kaybetmemiz doğru değil ama niye bunu yaşıyoruz. İşte bugün yine bakıyorum 2.628 Türk doktor Almanya'da faaliyet yürütüyor, Almanya'da doktorluk yapıyor. Biz burada doktor arıyoruz, doktor yok doktor. ülkede doktor kalmıyor, bunlar Tabipler Birliği Başkanı oluyor. Ülkede doktor kalmayınca meydan boş kalıyor. Bizim insanımızın da ülke dışına gitmesinin başka ülkelerde ekmek peşine düşmesinin sebebi de iktidar. Yani hem iktidardan gol yiyoruz, hem muhalefetten gol yiyoruz. Şimdi ikisi de çok yüksek oy alıyorlar diye kimse kusura bakmasın gözümde haklı değiller, birisi az
oy alıyor diye de haksız anlamına gelmiyor. Dolayısıyla hakikati ortaya koyduğumuzda hem iktidar tablosu, hem muhalefet tablosu ne kadar bölücü unsur var, ne kadar tehlikeli unsur var birlikte poz veriyor, birlikte hareket ediyor adeta Türkiye'de iktidara gelmek için. Bunu biz AKP iktidarından önce de yaşadık.”
“Türkiye'de iktidara gelmek istiyorsanız bölücü unsurlara sahip çıkacaksınız”
Türkiye'de iktidara gelmek istiyorsanız bölücü unsurlara sahip çıkacaksınız, Türkiye'de iktidara gelmek istiyorsanız Ermenilerle iyi geçinecek, diasporaya işiniz düşecek gibi bir psikoloji oluşmaya başlıyor toplumda. Ne zaman birisi iktidara yaklaşmış olsa bu yapılarla işbirliği haline girmiş oluyor ki Erdoğan iktidara gelmeden önce ilk işbirliği yaptığı örgütlenme yapısı da FETÖ’ydü. Günün sonunda bu yapıların da Türkiye'ye nasıl zararlar verdiğini görmüş oluyoruz. Yağmurdan kaçıp doluya tutulmak gibi şeyler var ve bunlar Türk siyasetinde yaşandı. Nerede yaşandı bir örnek verelim; hemen 28 Şubat sürecinde. 28 Şubat öyle bir süreçti ki aslında ‘siyasal İslam'ı bitireceğiz’ diye ortaya çıkan bazı güçler Türkiye'de siyasal İslam'ı dokunulmaz hale getirdi ve bunun akabinde bu ülkede 20 yıldır sinsice ve adım adım belli bir plan çerçevesinde TSK bitirildi.”
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.