BAŞKANIM
BAŞKANIM
KOCAELİ HABERİ - Cengiz Yucak
Çok sihirli bir sözcüktür bu “Başkanım” sözcüğü. Bir kere “Başkan” olmaya ve kulağın da “Başkanım” sözcüğüne alışmaya görsün, bir daha yaşam boyu iflah olamazsın. Kulakların o sözcüğü hep ama hep hep duymak ister..
“Başkan” olduğun gün dünya senindir..
Kaybettiğin gün ise o dünya başına yıkılmıştır..
İşte onun içindir ki;
Başkan olanlar hep “Başkan” kalmak isterler
Hep Başkan kalmak içinde her şeyi yaparlar..
Şöyle bir bakın etrafınıza; siyaset, ticaret ve spor camiasında en genci 10 ve en yaşlısı 40 yıllık başkanlar görüsünüz.
40 yıl bile kesmez onları, ellerinden gelse son nefeslerini başkan olarak vermek isterler..
Neyse..
Bu yazıyı başkanların içine düştükleri durumun psikolojik ahvali için değil, başkanların başını döndüren ve kıblesini şaşırtanlara dikkat çekmek için kaleme aldım.. Hani var ya, Başkanları dört bir yandan çepçevre kuşatan dalkavuklar ve yalakalar!
İşte o dalkavuklar ve yalakalar var ya, etrafına ördükleri duvarlarla anında dışa kapatırlar Başkanı..
Başkanın gözü vardır ama artık göremez..
Kulakları vardır ama artık duyamaz..
Başkanların görebildiği tek şey dalkavuk ve yalakalarının gösterdikleridir..
Duyabildikleri de yine dalkavukların seslendirdiği “haklısınız başkanım, doğrusunuz başkanım” ve de yalakaların dillendirdiği “En büyük başkan bizim başkan, tebrikler başkanım, alkışlar başkanımıza” sözleridir..
Kulakları öyle alışır ki bu yalak methiyelere, bir daha aksi bir söz ve hatta sorulara bile asla tahammülleri kalmaz!
Hakikatleri ve dost uyarılarını da asla dikkate almaz..
Ne de güzel anlatmıştı şair;
Kör olası o hayrab bakışlı gözler
Kırılası şakşakçı eller
Liderlerin etrafında
Demirden bir perde ördüler
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.