KH/CENGİZYÜCAK Geçtiğimiz gün çok eski bir dostumla Eskihisar’da denize karşı çayımızı yudumlayıp dünden bugüneyi konuşup ve yarınlara yönelik beyin jimnastiği yaparken “Odalar emlak ticareti yapar mı” diye bir soru ile muhatap oldum..

-Yapamaz. Emlakçılar Odası olsa bile yapamaz..

-Onu ben de biliyorum..

-O zaman niye sordun?

-Ya yaparlarsa ne olur?

-Yapamaz kardeşim yapamaz. Odaların asli görevleri üyelerinin resmi kayıt kuyut işlerini tutarak gerekli resmi evrakları tanzim etmek, mesleki yolda yaptıkları işleri kolaylaştırmak veya daha büyük çapta bir oda ise oluşturmuş oldukları meslek komiteleri aracılığı ile mesleki menfaatlerini korumak, ihtiyaçlarını karşılamak, aynı mesleği yapan meslektaşları arasında iletişim ve yardımlaşmayı sağlamaktır. Zaten üyeler de sırf bunun için aidatlar öderler Odalarına...

-Kanunu okuma bana. Ben sana net bir sor sordum; Odalar emlak ticareti yapar mı yoksa yapamaz mı?

-Yapamaz dedim ya
-Yaparlarsa ne olur?

-Oda Emlakçı odası, başkanı Emlakçı Başkan, Yönetim Kurulu üyeleri de Emlakçı yönetim kurulu üyeleri ve hatta Disiplin kurulundakiler bile Emlakçı Disiplin Kurulu üyeleri olmuş olurlar..

-Niye olsunlar ki?
-Şahsi emlak ticaretleri için Odalarının ismini, forsunu, binasını ve hatta telefonlarını bile kullanarak kendilerine şahsi çıkar avantajı sağlamış olurlar da ondan..

-Yani bir nevi ‘Nüfuz Ticareti’ yapmış olurlar diyorsun..
-Aynen öyle..
-İyi..

-Sen şimdi niye sordun ki bunları?
-Hemen gazetecilik damarın kabarmasın. Öylesine sordum işte..