Sanayisiyle, nüfusuyla, siyasetiyle, ticaretiyle ve de Dünya’nın en değerli kenti İstanbul’u Anadolu ile buluşturan ilk ilçe olma konumuyla eşi bulunmaz bir öneme sahiptir de, ondan gözler hep taşı ve toprağı altın olan Gebze’de..

İşte bundan dolayıdır ki gerek gücü elinde tutanlar ve gerekse de güce göz dikenler, hep söz sahibi olmak istediler ve istemeye de devam ediyorlar Gebze’de..

İşte bundan dolayıdır ki Gebze’den hiç eksik olmadılar;
Başta FETÖ olmak üzere paraya iman etmiş sözde tarikatlar ve biatçılar..
OSB maskesine bürünmüş şehirlerarası irili ufaklı  emlakçılar ve rantçılar..
Pastadan pay kapmak için bin bir takla atan fırsatçılar..
Ve daha daha niceleri..

Bunların rant kavgaları hiç bitmez..
Sırtları yere vurur ama biri diğerine pes etmez..
Kapıdan kovulsalar da yatar yere asla gitmez..
Ar damarları çatlaktır, sözün tesiri yetmez..

Bunlar önce hedefindekileri sonra rakiplerini alt etmeye çalışırlar..
Hedef güçlü ve rant büyükse eğer anında bir araya gelerek ham etmek için uğraşırlar..
Sonra geri dönüp "şişedeki mikroplar" misali yine birbirlerini yemeye kalkışırlar..

Niçin mi?
Alışmış kudurmuştan beter olurmuş da onun için..

Para için birbirlerini dinleten kumpasçılar sahnede ..
Ahlaksızca tuzak kuran kasetçiler sahnede
Belden aşağı vuranlar ve vurduranlar sahnede..
Acımasızca kuyu kazanlar ve kazdıranlar sahnede..
Arkadan terbiyesizce küfürler saydıranlar sahnede..
Dolayısıyla gözler dün de, bugün de ve yarın da hep Gebze’de..