MİLLETVEKİLİ SAMİ ÇAKIR DUYGULARINI PAYLAŞTI

AK Parti Milletvekili Sami Çakır’ın annesi Fatma Çakır, yaşlılığa bağlı nedenlerden yaşamını yitirdi. 1929 doğumlu olan ve Sakarya’da ikamet eden Fatma Çakır’ın cenazesi geçtiğimiz gün toprağa verildi..

Milletvekili Sami Çakır anne acısı için yaşadığı duyguları soyal medyadan şu ifadelerle paylaştı;

ANNE,ANNELER,ANNEM
‘İnna lillahi ve inna ileyhi raci’un’
Şüphesiz O’ndan geldik ve O’na döndürüleceğiz. Hak tecelli eyledi annem Hakk’a yürüdü.Yaklaşık bir asırlık ömrünü tamamladı ve vuslat gerçekleşmiş oldu.
Annemin hayatı çocukluğundan ,ölümüne kaleme alınması gereken ,yaşanmış tam bir roman.
Çileli köy hayatından,konfeksiyon imalathanesinde(ev) işçilik,ev işçiliği zaten rutin,üç erkek evlat. Yaklaşık otuz yıl kalçadan boşta bir ayakla yaşamak ,son üç yılı tamamen, on beş yıldır yatağa mahkum bir hayat.
Bir çeyrek asır kadar Yedikule Mızıka Çıkmazında,mahallenin kız çocuklarına ve kadınlara Kuran öğretme heyecanı,gayreti,hiç bir yerde öğrenemediğini
söyleyip gelenleri bile öğrettiği,Kuran hizmetkarı ve aşığı.O,mahallenin Hacı annesiydi.
Bazen gelen öğrenci sayısı büyük salonumuza sığmaz ve bu nasıl bir beceri,nasıl bir sabır der dururduk.
Asabi yanı,Kuran öğretme sürecinde enteresan bir hal alır,sakin bir limana döner,formasyonu varmış gibi öğretmede başarılı olurdu.Gelen hiç bir öğrencisi okumayı başarmadan bırakıp gitmeyecek kadar başarılı bir öğretici.
Öğrencilerinde yaş sınırı aramazdı.Öğrencilerinde tek aradığı gelen öğrencinin bir tanıdık referansı vermiş olmasıydı.Halka,halka bizim Çıkmaz sokakta ve civar sokaklarda tedrisatından geçmeyen yok gibiydi ve kendisinin okuma yazması yoktu.
Zihnini yoracak,atadan inanmışlığında kirliliğe yol açacak bir meşguliyeti hiç olmadı.Yaşamının son anına kadar muazzam bir zeka ve bilinçle hayatını sürdürdü.Bu kur’anın bereketi olsa gerek,diyorduk.Zihni kayıt ve muhafazada,tarihte olan ve yaşadıklarının,isimlerin ve hatıraların kayıt defteri gibiydi.
Bizim eksiğimiz,belki onun yanında olmamak,durmamak ona yeterince zaman ayırmamak,ayıramamak,onu anlamak gayretinde olmamaktı.
Onun için,anne ve annelerinizi anlamada geç kalmamak lazım derken,aslında kendi eksiğimi dile getirmiş oluyorum.
‘Cennet annelerin ayakları altındadır.‘ diyen Resul’un (SAV) mesajını anlamak,içselleştirmek beceri ve başarısı ailenin,aile ocağının sapasağlam ayakta kalmasını sağlayacak yol haritasıdır.
İç dünyaları bilme imkanına sahip değiliz.Her ziyaretimde yoruluyorsunuz derken,içten ne hissettiğini bilme imkanımız yoktu.Ama bizim içimizden geçen,elden ayaktan düşmüş orada öylece yatarken,elinizden hiç bir şey gelmemesinin verdiği acının tarif edilemez sancısıydı.
Son günlerde ısrarla,emsalim ve sevdiklerim hep toprak altında ,kardeşim (Ahmet Yaşar Hocaefendi) yaktı beni, iç çekişi duygu yüklüydü.Allahım daha fazla çektirme,emanetini al derken,isyan etmeden ama hali pürmelalinin farkında olarak dua ediyordu.Tabbine ve sevdiklerine uğurlama bu güne nasip imiş.Sade,zahmetsiz,güzel bir günde ve istediği gibi,vasiyeti üzere babamın yanına defnedildi.
İnancımız çektiklerimizin günahlarımızın kefareti olacağı yönünde bir ön kabulü öne çıkarır.Umudum ve duam odur ki annem için de bu tecelli eder ve Mevla cemali ve cennetiyle şereflendirir.
Yetimlik yanında öksüzlüğü de devreye almış olduk.Olması gerektiği gibi ,gerektiği kadar yanında olmasam da,onu öyle yatakta ,hasta düşünmek felaket yorucu,ama hayatta olduğunu bilmenin buruk bir sevinci hep olurdu.
Ve bugün o gözlerini dünyaya kapatıp ebedi aleme açarken rahmet kapısının kendisine açılacağına inanıyorum.
Öpülesi elleriyle büyüttüğü evlatları olarak artık onsuz,nasıl olur bilmem ama onsuz kaldığımızı biliyorum.
Mekanı cennet olsun.