YRP'li vekil Ali Yüksel: “Hayatımın bir döneminde üç tane eşim oldu ama benim niyetim..”
Yeniden Refah Partisi (YRP), Konya Milletvekili ve MYK üyesi Ali Yüksel,: “Hayatımın bir döneminde üç tane eşim oldu ama benim niyetim dörde kadar gitmekti”
Gazete Duvardan Can Bursalıya konuşan Yeniden Refah Partisi Milletvekili Ali Yüksel "Hayatımın bir döneminde üç tane eşim oldu ama benim niyetim dörde kadar gitmekti" dedi
Gazete Duvar’dan Can Bursalı, Yeniden Refah Partisi Konya Milletvekili Ali Yüksel ile söyleşi gerçekleştirdi.
3 eşi olduğu ortaya çıkan Yüksel: “Niyetim dörde kadar gitmek”
Ali Yüksel son zamanlarda ise 3 eşinin olduğu ortaya çıkması ile gündeme gelmişti. Yüksel 2004 yılında verdiği röportajda evliliklerine Allah’ın müsaade ettiğini söyleyerek “Niyetim dörde kadar gitmek” demişti.
Can Bursalının “Seçimden sonra isminiz, “Üç eşli milletvekili” şeklinde gündeme geldi. Bir açıklama yaptınız ama o açıklamada net bir ifade kullanmadınız. Üç eşiniz var mı ya da hayatınızın bir döneminde üç eşiniz oldu mu?” sorusuna Yüksel şu şekilde cevap verdi:
Hayatımın bir döneminde üç tane eşim oldu. Allah rahmet eylesin ilk eşim vefat etti. Daha sonra iki eş ile kaldım. Ama benim niyetim dörde kadar gitmekti. Allah müsaade etmiş. Kanunları kim yapıyor, insanlar yapıyor. Ama ben Allah’a hesap vereceğim. Öldüğüm zaman beni Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri yargılamayacak, hesabı onlara vermeyeceğim. Ben Allah’a hesap vereceğim. Allah’ın müsaadesine göre hayatımı tanzim ederim. Daha sonra iki eşim oldu. Bunlardan benim çocuklarım oldu. Elhamdülillah üç eşten sekiz tane yavrum var. Hepsi birbirinden kıymetli. Ayrıca şunu ifade edeyim, Allah bana üç eş nasip etti. Hepsi birbirinden kıymetli hepsi birbirinden değerli idi.
“Kadın hürriyeti denen şey, temelinde erkeklerin oyunu”
Yüksel sözlerine şu şekilde devam etti:,
Şunu da söyleyeyim, benim üç evliliğimi dile getirip bunu kınayanlar, yadırgayanların kaç tanesi acaba sadece kendi eşi ile yetiniyor? O nikâhlı oldukları eşlerinin dışında hiçbir kadın ile yatıp kalkmadılar mı? Kadın ise erkek ile yatıp kalkmadılar mı? Herkes biliyor ki Türkiye’de nikâhlısının dışında gayrı meşru olarak yatıp kalkan ve sınır tanımayan bir sürü insan var. İmkânı olanlar bunu yaşıyorlar. Onlarla uğraşmıyorlar da niye benim Allah’ın emrine uygun olarak yaptığım evlilik ile uğraşıyorlar? Burada bunun temelinde kesinlikle İslam düşmanlığı var, din düşmanlığı var. Bunu kesinlikle söylüyorum. Ben buna isyan ediyorum. Ayrıca bir de tek evliliğe kadınları mecbur etme oyunu var. Kadın hürriyeti denen şey, temelinde erkeklerin oyunu. Ne kadar büyük bir kurnazlık. Ama bu işi öyle yapıyorlar, öyle perdeliyorlar ki sanki kadınlara hizmet ediyorlar. Kadınlar çok büyük bir oyun içinde. Müslümanların hayatına bakarak ‘Yahu kadını kocasına mahkûm ediyor, dört duvar arasına hapsediyor, kadın çalışabilmeli, kocasına hizmetçilikten kurtulmalı’ diyorlar. Peki, kocasına hizmet etmeyi yadırgayan, doğru görmeyen kişiler kadına özgürlük vererek kadına çalışma hayatı açıyorlar değil mi?
“Kadın ve erkek cinsel ihtiyacını nasıl giderecek, piyasayı piçlerle mi dolduralım
Can Bursalı’nın “Bahsettiğiniz yaşam biçiminde illa ki kadınla erkeğin evlenmesi ve erkeğin kadına bakması gerekiyor. Belki hayat evlilik imkanı vermemiş olabilir. Ayrıca evlenmek zorunda da değil. Bu durumda nasıl hayata tutunacak kadın?” sorusuna Yüksel şu şekilde cevap verdi:
Peki evlenmek mecburiyetinde değil dediniz. Peki, erkek ve kadın evlenmediği takdirde cinsel ihtiyacını nasıl giderecek? Gayrı meşru giderecek değil mi? Elhamdülillah ben Müslümanım. Benim dinim var, kitabım var, önderim peygamberim var, onun uygulaması var. Ben bunları esas alırım. Neden esas alırım? O Allahtan gelmiş bir dindir. Beni de yaratan Allah’tır. Benim yapımı en iyi bilen Allah’tır. Hem fiziki yapımı hem de psikolojik yapımı ruh halimi en iyi bilen odur. Benim için neyin faydalı neyin zararlı olduğunu ben değil o bilir. İnsanlar değil o bilir. Peygamberimiz ‘Evleniniz, çoğalınız’ diyor. Evlenmek sadece cinsel zevk için değildir. Aynı zamanda çocukların anası babası belli meşru bir şekilde çoğalmasını sağlamak içindir. Adam da kadın da evlenmedi. Birincisi cinsel ihtiyacını nasıl giderecek? İkincisi; piyasayı piçler ile mi dolduralım?
“Şimdi bir de eşitlik deyince kadın erkek eşitliği diyorlar. Hiç eşit olabilir mi?”
Can Bursalı’nın “Hristiyan da Yahudi de eşit olarak aynı kanunlar önünde aynı şekilde sorumlu olsa daha eşitlikçi bir uygulama olmaz mı” sorusuna “Yanlış bir şey. Eşitlik olur mu hiç? Şimdi bir de eşitlik deyince kadın erkek eşitliği diyorlar. Hiç eşit olabilir mi? Kadınla erkek eşit olabilir mi?” cevabını veren Yüksel, sözlerine şu şekilde devam etti:
Birisi artı birisi eksi. Birisi doğurmak ve çocuğu terbiye etmek üzere doğmuş. Öbürü ise doğurttuklarına bakmak beslemek ile görevli. Buradaki eşitlik kavramı adalete uygun değildir. Bizce önemli olan adalettir. Şimdi şöyle düşünün. Şurada basit bir iş yapan kişi var. Bir de tüm işçileri idare eden bir idareci var. Eşitlik namına sen ikisine de aynı maaşı mı verirsin?
Eşitlik herkese aynı şeyi yapmak. Adalet ise, herkese hak ettiğini vermek. Bunun için adalet başka şey eşitlik başka şey. Siz kadın ve erkeği eşit tutmaya kalkıştığınız vakit en büyük adaletsizliği yaparsınız. Adalet olması lazım. Yani herkese hakkını, hak ettiğini vermek gerekiyor. Şimdi en son ve en mükemmel hukuk İslam hukukudur. Şeriat gericiliktir falan diyenler var. Hatta seçimden sonra oluşan meclis, cumhuriyet tarihinin en gerici meclisi oldu diyenler var.
Söyleşinin tamamı için tıklayınız.