BAŞKAN MI DOĞDUNUZ BAŞKANIM!?

Başkanlık ve başkanlıklar meselesi, bu ülkede öteden beri hep bir sorun olmuştu zaten. Lakin Ak Parti iktidarları sonrasında geldiğimiz noktada başlı başına ayrı ve milli bir sorun oldu adeta..

Niçin başlı başına bir sorun oldu?

Başkanlık koltuğuna oturanların, koltuğundan kalkmak istememesi ve kolay kolay kalkmaması vardı zaten. Ama illa ki bir şekilde kalkmak durumunda kalıyor ve kalkıyorlardı..

Ak Parti iktidarından sonra ise oluşan  “Yeni Türkiye Düzeni”nde   ise koltuktan kalkmamak için her yol mubah sayıldı..

Mesela MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli’yi kongrede düşürmek için Meral Akşener, Koray Aydın ve Ümit Özdağ’ın delegelerden gerekli imza sayısına ulaşarak, kongreyi toplamalarına rağmen, Devlet bahçeli “kalkamayacağım” dedi ve şu veya bu şekildeki mahkeme kararları ile dediğini de yaptı ve de başkanlık makamında kaldı..

Kaldı da ne oldu?
Başkanlığı kafasına koyanlardan önce Meral Akşener kendi iyiliği için partisini kurarak başına başkan oldu ve ardından da kendi zaferi için partisini kuran Ümit Özağ başkan oldu..

Ak Partiden koparak ayrı ayrı iki parti daha kuran Ahmet Davutoğlu ile Ali Babacan’ın “Başkanlık” tutkuları ayrı bir hikaye..

Ya Kılıçdaroğlu’na ne demeli!?
Milli facia resmen. Kazandığı tek seçim galibiyeti olmamasına ve kaybettiği onca genel seçime ve referandumlara rağmen hale oturduğu genel başkanlık koltuğundan bir türlü kalkmıyor..

O da Bülent Arınç’ın dediği tiplerden galiba. Hani Arınç, hedefe aldığı Melih Gökçek için demişti ya “Bir Hint Atasözü der ki: Eğer birileri oturduğu koltuktan kalkmakta sıkıntı yaşıyorsa, kesinlikle altını kirletmiştir.” diye..

Siyasette öyle de Sendikalarda, Odalar, Dernekler ve diğer Sivil Toplum Kuruluşlarında durum farklı mı?

Kocaeli ve Gebze’de 20 yılı devirmiş, 30 yıla merdiven dayamış ve hatta 30 yılı da aşmış onlarca Oda, Sendika ve Dernek Başkanı sayarım şimdi buradan tek tek..

Baksanıza Kocaeli ve Gebze’de geçtiğimiz yıl yapılan Ticaret ve Sanayi Odalarında yapılan kongrelerde, mevcut başkanlar tüm meslek komitelerinde çıkardıkları listelerde tulum çıkardılar. Yani rakiplerini sıfıra karşı ezdiler..

Çok mu başarılı olduklarından dolayı?
Bence kesinlikle değil.
Hepsinin aynı sonuçla kazanmalarının nedeni, meslek komitelerinde oy kullanacak üyelerin dağılım listelerin, kendileri kazanacak şekilde tasarlanmış olduğundan dolayı olmasın sakın?

Kesin öyledir demiyorum, benimkisi de öylesine tahmini bir soru işte..

Dedik ya kazanmak için her yol mubah diye..
İşte ele..

Neyse gelelim 2024 yerel seçimlerine..

2024 yılında belediye başkanları, önce kendi partileri içinde ve sonra da seçmenlerin önüne konulan tartılara çıkacaklar ve ne kadar bir ağırlığa sahip olduklarını görecekler..

Başkanlık meselesi, onlar için önemli olduğu kadar partililer ve kent halkı için de önemlidir. Çünkü başkanlık makamı, birileri için maalesef ranta ulaşmanın yolu olarak görüldüğü kadar, kentliler için ise yerel hizmete eksiksiz ve en güzel bir şekilde ulaşabilmenin yoludur..

İşte arzettiği bu önemden dolayıdır ki; Biz gazeteciler de partililerin ve kent halkının “Başkanlık Seçimleri” konusundaki meraklarını gidermek için parti içinden, siyaset ve kent kulislerinden edindiğimiz bilgiler ve duyumlardan yola çıkarak, mevcut başkanların durumlarını değerlendiren haberler, yorumlar yapıyor ve olası aday adayları ve şansları konusunda tahminler yürütüyoruz..

Vay sen misin böyle yapan!?
Anında alınıp incinerek küsen ve selamı sabahı kesen Başkanlar var..

Niye?
“Ben zaten varken, sen nasıl benim karşıma başka bir başkan adayı yazarsın” diye..

Ya Başkan “ben başarılıyım” şeklindeki özgüveninize bir şey diyemem ama bu ne kibir!?
Siz her ne kadar “yok ben kibirli değilim” diye itiraz edecek olsanız da, bu resmen “kargadan başka kuş tanımam” kibridir..

Kusura bakma Başkan ben yazarım.
Yeni yazmıyorum çeyrek asrı aşkın süredir, bu kentte ve her seçimde başkanları da yazıyorum, olası başkan adaylarını da yazıyorum..

Ha siz benim yazdığım aday adaylarından rahatsız oluyorsanız beni okumayın, gidin sizin için “En büyük başkan bizim başkan. Başka da heeççç bir kimse yoktur” diye yazanları okuyun..

Kimse anasından Başkan doğmadı..
Gün gelir başkan olunur, gün olur sıradan vatandaş..
Kerameti kendinizden menkul sanmayın..
Kendinizi de alternatifsiz hiç saymayın..
İlla ki herkesin ve her şeyin bir alternatifi vardır..
Analar daha ne evlatlar doğurmuştur bilesiz..